iktidarlar geçicidir, peki cehalet?

Aşağıdaki satırlar Yiğit Bulut'un 20 Şubat 2007 tarihli "İktidarlar geçicidir..." başlıklı yazısının giriş kısmından.

"Lütfen bulduğunuz bir 'çan eğrisine' bakın ve sonrasında elinize bir kâğıt alıp 'tepe noktasında' kalabilmişleri (ister lider, ister şirket, ister toplumsal hareket, ister bir ekonomik süreç) kâğıda not edin. Kâğıdınız boş kaldı değil mi?"

Yazı üzerinde genel olarak yorum yapılabilir. Ama ben yorum kısmına girmeden önce teknik açıdan okuyucularımıza danışacağım. Özellikle istatistik eğitimi almış olanlara.

Tutumluluk Nedir    Nükleer Enerjinin Zararları    Nükleer Kirlilik    Nükleer Nedir    Fraktallar    Sosyalizm Nedir

Bu cümle sadece bana mı komik geldi? (Çan eğrisi=bell shaped curve ya da bell curve)

"Çan eğrisinin tepe noktasında kalmak" deyimini anlamak istiyorum herhangi bir sey soylemden önce.

Buyurun size malzeme, buyurun interaktif blog hizmeti.

10 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Amcam bence kimse tepede kalamaz eninde sonunda o tepeden düşer demek istemiş herhalde,ama çan eğrisi ile ne alakası var anlamadım.Zaten beyninde sınırlı miktarda gri madde bulunduğunu düşündüğümden ne dediğine veya ne demeye çalıştığına çok da önem vermiyorum.
dragut@gmail.com

Adsız dedi ki...

Skytug;
Kardeşim kırın şu zincirlerinizi. Ne kadar kalıpçisınız ya. İsteyen gayet iyi anlıyor ne denemk istendiğini.İş olsun torba dolsun diye yorum yapmayın.

batu dedi ki...

bazen ekonomiturkun sirf laf sokmak icin yazi girdigini bile dusunuyorum. hepsi degil elbette, bazi yazilar oluyor ki, bilgimize bilgi katiyor. ama bu ekonomi yazarlarina laf atma, umarim ileride hincal'in, ahmet hakan'a, yok baska birinin bir digerine laf atma cabasina donmez.

ekonomiturk'u hergun takip ediyorum, ancak isterim ki, gazete yazarlarinin hatalarini iceren yazilar aza insin, bilgi uzerine insa edilenler cogalsin...

tersaci dedi ki...

Bu yazi genel okuyucu kitlesine hitaben degil, istatistik eğitimi almış olanlara hitaben yazılmıştı. Biraz istatistik eğitimi almış olanlar amacımızın sadece laf sokmak olmadığını (olsa ne olur?) "çan eğrisinin tepe noktasında kalmak" gibi bir ifadenin ne acayip bir şey olduğunu açıklayabilirler belki.

Adsız dedi ki...

Bas bas çıkıp memleket batıyor satılıyor deyip söylediklerini sadece hamaset(!),husumet ve çarpıtılmış verilere dayandıranlara laf sokmak yetmez...

dragut@gmail.com

Adsız dedi ki...

Baris Bey size hem istatik hem psiko-analiz kullanarak aciklayayim bu cumlede ne demek istedigini Yigit Bulutun.

Eger bir kisi ayni cumle icinde can egrisi ve tepede kalmak ifadelerini ayni anda kullaniyorsa kastedebilecegi tek birsey vardir: KAYDIRAK. Evet su parklarda tepesine cikip assagi dogru kaydigimiz plastik oyuncak kaydiraklar.

Tahminen yazarimiz henuz benim gibi iken yani Junior Yigit hallerindeyken, annesinin elinden tutup gittigi parklarda kaydiraktan kayarken gizli guclerin emellerine alet olan mahallenin muhtarinin kalitesiz plastikten yaptirmis oldugu kaydirak kirilmis, bu olay da yazarimizin bilincaltina yerlesmisti. Gun geldi devran degisti Junior Yigit buyudu universite siralarinda Dow Jones demeyi ogrendi ama kaydirak onun pesini birakmadi. Istatistik derslerinde Hoca can egrisi dedikce, hele bir de tahtaya cizdikce universiteli Yigitin aklina tepeden kayarken kicinin ustune dustugu o cocukluk yillarindaki kaydirak geliyor, beyninin hucrelerindeki sinirlerin birbirini uyarmasi sonucu olusan elektrik yazarimizin bu derslerden hicbirsey anlayamamasina sebep oluyordu. Iste bu yuzdendir ki yazarimiz hayatinda gordugu her seyi can egrisine, can egrisini de kaydiraga benzetmekte.

(Inanmadiniz mi? O halde siz de mi bilmiyorsunuz bir can egrisinde analitik duzlemde tepe noktasi dedigmiz yer istatistiki olarak mean yani ortalamayi belirtir ve bu bolgede kalmanin olasiligi bahsi gecen can egrisinin diger herhangi bir bolgesinde kalmaktan herdaim fazla oldugunu?)

Neyse efendim baya uzun oldu hikaye, pardon yorum. Ama ben bu tip vakalarin topluma kazandirilmasi taraftariyim onu da belirteyim.

batu dedi ki...

ekonomi egitimi aliyorum evet, ama konumuz can egrisinin dogrulugu degil, daha genel bi durumdan bahsediyorum. egitimini alan bir universite ogrencisi oldugumdan dolayi zaten surekli bu blog'u takip ediyorum.

dilegim, daha cok ekonomi uzerine yazilar olmasi. moderatorlere ozel olarak mail attiklari icin de tekrar selamlar olsun buradan, tesekkurler...

Adsız dedi ki...

Ben Batu arkadaşımıza o kadar katılmıyorum. Zaman zaman birilerinin ekonomi basınında yazan ve maalesef bazen de ciddiye alınıp gündemi işgal eden köşekadılarına balans ayarı yapmasının gerekliliğine inanıyorum. Bunun için de “ekonomiturk” gibi bloglar ideal. Zaten bu blogun ortaya çıkış amaçlarından biri de buydu yanılmıyorsam.

Bu balans ayarına en çok ihtiyaç duyan şahsiyetlerden biri Yiğit Bey. En az 2 gazetede her gün bir şeyler çiziktirdiği gibi, bir de sabahları CNNTurk’te arz-ı endam ediyor. Bence “çan” içinin boş olması ve vurunca ses getiren bir alet olması nedeniyle Yiğit Bey için aynı zamanda güzel bir metafor oluşturuyor.

Yazının içeriği hakkında da iki kelime edilebilir. Bilindiği gibi Yiğit Bey son dönemlerde “milli” bankacılığı (ve de milli olan her şeyi) kanının son damlasına kadar savunur hale geldi. Bu konuda çok görüş ortaya atılabilir ama kısaca ifade edilirse, herhangi bir piyasada gerçek rekabet ortamını sağlayabildiğiniz sürece, sermayedarın yerli, yabancı veya Marslı olmasının hiçbir önemi yoktur. (Küçük bir ilave not olarak da, 5 sene önce batarak vatandaşa $ 25 milyar geçiren 23 bankanın 23 adetinin de milli olduğunu belirteyim). Eşi Aydın Doğan’ın yeğeni olan bu şahsın geçen sene Dışbank Fortis’e satılırken bu konuları neden gündeme getirmediği de ayrı bir muamma. Yoksa konuya yeni mi vakıf oldu acaba?

Lafı uzatıyorum ama bir ülkenin bankacılık otoritesinin bir sermayedara bankacılık izni vermesi tamamen teknik bir konudur. Sermayedarın finansal durumuna, ana bankasının mali durumuna, moralitesine, iş fizibilitesine, kurumsal yönetişim ilkelerine uyumluluğuna ve bir de belki mütekabiliyet esası gözetilerek ana bankasının mukimi olduğu ülkenin yabancı bankalara izin verme konusundaki yaklaşımına bakılarak bankacılık ehliyeti verilir veya verilmez. Mesela İngiliz Bankacılık otoritesi FSA Sabancı Bank’ın bir Kazak bankasına satışına izin vermemiş, ama daha sonra bir İran bankasına satışına izin vermiştir. Alıcı bankanın sermayedarının milliyetine bakılarak karar verilmesi diye bir şey olamaz.

Adsız dedi ki...

@Barış

Rica ederim bu laf sokma temalı yazılar sürsün. Benim EkonomiTürk'ü ziyaret etmemin yegane sebebi bu. Kendim sokmuş gibi mutlu oluyorum.

Yıllardır güngör uras falan okurdum. Anlamayınca da cehaletime bağlardım. Meğer olay başkaymış.

"çan eğrisin'in tepesinde kalmak" ise cehaletin ötesinde mallık. Zaten tepesi geniş olmayan grafiklere çan eğrisi denir. tepesinde kalınabilen çan eğrisi oxymorondur.

VolkanS

Adsız dedi ki...

Yabancı bankalara karşı çık, ama onlarsız da yapama.
Damat Ferit'in şiarı bu : "Karşı çıkarım. Ama onların web sitelerinde, para karşılığı yazı da yazarım !"
Damat Ferit'in "Çan Eğrisi" budur.
İşin doğrusu, bunları anladığını sanmam. Örneğin, ödemeler dengesinin kalemlerini bilmez, ama cari açık konuşur. İki cümlede konuyu Dow'a getirir (konuyu saptırma operasonu) !