12 Eylül Darbesi

Halkı aydınlatmadan önce bilgilerini düzeltmesi gereken bir köşecimizi daha aydınlatalım.

Oral Çalışlar'ın 3 Temmuz 2009 tarihli yazısından alıntı:

Cumhurbaşkanlığının yetkileri, 12 Eylül 1982 Anayasası’yla artırılmıştı.

"12 Eylül 1982" mi? Daktilo hatası olmasın? Bir yerlere nokta, virgül parantez koyacaktı unuttu herhalde.

Oral Çalışlar'ın 5 Mayıs 2010 tarihli yazısından alıntı:

12 Eylül 1982 darbe Anayasası’nın da, 27 Mayıs 1961 darbe Anayasası’nın da temel mantığı ‘seçimlere’ güvenmemek üzerine kuruldu.

Hala "12 Eylül 1982" diyor. Galiba daktilo hatası yok, düpedüz takvim hatası var.

Sayın Çalışlar, 12 Eylül 1982'de hiçbir şey olmadı. 27 Mayıs 1961'de de hiçbir şey olmadı. Hafızanıza güvenemediğim için doğrudan takvimleri başvuru kaynağı göstererek hatırlatıyorum:

12 Eylül darbesi 12 Eylül 1980 tarihinde oldu. 12 Eylül Anayası da 7 Kasım 1982'de kabul edildi. 12 Eylül 1982'de ne darbe yapıldı ne anayasa yürürlüğe girdi.

Konu açılmışken şunu da belirteyim: 27 Mayıs 1961'de de kaydadeğer bir şey olmadı. Askeri müdahale 27 Mayıs 1960 günü, halkoylaması ise 9 Temmuz 1961'de oldu. 27 Mayıs 1961'de ne darbe yapıldı ne anayasa yürürlüğe girdi.

Daha siz kendiniz aydınlanacaksınız da biz halkı, aciz okurları aydınlatacaksınız öyle mi? Nerede o günler? Bizim "aydın"ımız böyle olduktan sonra biz daha çook darbe yeriz öyle değil mi sayın Levent Kırca?


What is Insider Trading Anomaly
Recent Academic Studies on Insider Trading
How to Profit Legally From Illegal Insider Trading
Insider Trading in Germany
Inside Information About the Massive Insider Trading Probe

2 Yorum Var.:

ERKAN dedi ki...

Neymiş,internet bilgi kirliliği yapıyormuş.Yazılı bilgiye belgeye gazeteye kitaba bakılacakmış.Burda ne oluyor internette bilgiyi nerden arayıp bulacağını bilen biri olarak ben:)resmen gazeteyi yazarı editörü buruşturup atmalık bilgiyi buluyorum.Adamın aklı 12 eylul öncesi anarşi döneminde fazla karışmış olmalı.Hadi kendi görmüyo basılana kadar kimse bakmıyormu bu yazılara.İnternet düşmanlarına örnek göstermelik yazı olmuş.

Adsız dedi ki...

Haklısınız. Söz konusu olan internet de olsa basılı yayınlar da olsa en önemli doğrulama mekanizması insanın kendi mantık, izan süzgecidir. İnternet hiçbir konuda diğer kaynaklardan daha güvenilmez değil ama kat kat daha zengin bir mecra.