Reel Faiz Meselesi: Nedir ve Nasil Hesaplanir?

Reel faiz olmasi gerekenden daha yuksek soylemine Serhan Cevik de katilmis. Reel faiz oyle bir sey ki bugunden ne olacagini tahmin etmek NBA sampiyonunun kim olacagini onceden tahmin etmek gibi bir sey. Ne olabilecegi hakkinda simdiki faiz oranlarina bakarak tahmin yurutebiliyoruz ama yine de ne olacagini bilmiyoruz gercekten.

Mesela gecen sene faizler sene basinda %14 civarinda idi, Merkez Bankasi enflasyon hedefi %5, piyasada yapilan anketler ise enflasyonun %6 civarinda olacagini tahmin ediyordu. Gecen sene insanlara 2006 yilinda reel faizler ne olacak diye sorsaydik alacagimiz cevap %8-9 civarinda bir rakam olurdu herhalde. Peki 2006 yilinda reel faizler gercekten ne kadardi? Enflasyon %10'a yakin gerceklestigine gore 2006 yilinda da reel faizler sadece ve sadece %4 olarak gerceklesmis efendim.

Oncelikle bir konuyu acikliga kavusturalim. Gecen senenin ortalarindan itibaren "dunyanin en yuksek reel faizini oduyoruz" seklinde iskembeden atilan iddialari duyuyoruz. Bilmeyenler icin soyleyelim, gecen senenin basinda Brezilya'da faizler %17'nin uzerinde idi ve 2006 yilinda Brezilya'da enflasyon %3 olarak gerceklesti. Demek ki 2006 yilinda Brezilya'daki reel faizler %14'un uzerinde gerceklesmis. Tabii Turk insani kendi basina arastirmasini, hesaplama yapmasini sevmediginden ekonomi kose yazarlari da iskembeden sallamakta bir sakinca gormuyorlar.

EFT Nedir?  Faşizm nedir?  Özel Üniversiteler  Devlet Üniversiteleri  Türk Bilim Adamı

2007 yilindaki reel faizler olmasi gereken noktada mi sorusuna geri donmeden once reel faizlerin nasil hesaplanmasi gerektigine bir bakalim. Reel faizler nominal faizlerden gerceklesen enflasyon orani cikarildiginda geriye kalan faizlere denir. Nominal faizlerin sene basinda %20.5 seviyesinde oldugunu biliyoruz. O zaman bulmamiz gereken tek sey 2007 yilinda enflasyonun ne seviyede gerceklesecegidir. Bunun icin Merkez Bankasinin hedefledigi enflasyon oranina mi bakmaliyiz, yoksa duzenlenen anketlerde beklenen enflasyon oranina mi? Cevap hicbiri. Dogru cevap hazine bonosu alan yatirimcilarin agirlikli enflasyon beklentisi ve bunun standart sapmasi olacak. Neden bu kisilerin beklentisi onemli de, diger kisilerin beklentisi onemli degil? Cunku parayi bastirip bonoyu alanlar bunlar da ondan.

Teorik olarak enflasyon beklentisi nominal faizlerin seviyesini belirler, reel faizlerin uzerinde beklenen enflasyon oraninin standart sapmasi daha onemlidir. Gecen sene insanlar enflasyonun %6 civarinda cikacagini beklerken enflasyon 4 puan daha yuksek cikarak bir cok bono yatirimcisinin canini yakti, volatilitenin cok da dusuk olmadigini yatirimcilara gosterdi. Ayni yatirimcilar 2007 senesinde ayni hataya dusmek istemiyorlar, bunda da haklilar. (Sutten agzi yanan yogurdu ufleyerek yer durumu)

Simdi Serhan Cevik cikip da "reel faizler secim yilinda %10 olmalidir" diye buyurursa bizim ona soyleyecek tek seyimiz var. Baba elinin altinda milyarlarca dolarlik fonlar var, Morgan Stanley hem kendi parasini hem musterilerinin parasini OLMASI GEREKENDEN en azindan 350 baz puani fazla faiz veren Turk Hazine Bonolarina yatirirsa ve bu yatirima 1'e 5'lik bir kaldirac uygularsa senelik %17.5'luk bir "alpha" yaratir ki 2007 senesine damgasini vurur, sene sonunda calisanlarina milyon dolarlik bonus (ikramiye) dagitirlar. Elinizi kolunuzu tutan yok. Buyrun piyasaya.

Goreceginiz uzere nominal faizler 6 aydir ayni seviyelerde seyrettigine gore demek ki ortada bizim ortaya koyamadigimiz veya rakamlara dokemedigimiz, ama piyasalar tarafindan fiyatlandirilan bir risk var. Bu isi Merkez bankasinin kisa vadeli faizleriyle de aciklamamiz mumkun degil, cunku uzun vadeli faizler de yuksek.

Serhan Cevik olaya yatirim acisindan degil, ekonominin temel gostergeleri acisindan yaklasmis. Bu acidan baktigimizda borclari reel olarak azalmaya baslayan bir ulkenin gercekten de yuksek reel faiz vermesi normal degil. Biz de bunu biliyoruz da enflasyonun 2007 senesinde %10'un altinda olacagini nereden cikarmis onu tam anlayamadik. Belki de enflasyon %15 olacaktir, bunun boyle olmayacaginin garantisi var midir? O zaman bonozedelere enflasyon farki kadar ekstra bir odeme yapilacak mi?

Reel faizlerin ne oldugunu onceden bilmenin yolu enflasyona endeksli bonolardir. Bunlara yillar oncesinden gecmis olmamiz gerekirdi ama hala nedense (cahilligimizden olabilir) ayak suruyoruz. Burada yapilan yatirimcilara reel faiz uzerinden bono satmaktir, enflasyon yuksek cikarsa enflasyon farkini da yatirimcilara odemektir. Boyle yaptiginiz taktirde enflasyon riskini yatirimcinin sirtina yuklememis oluyorsunuz, neticede daha dusuk faizlerden borclanmaniz mumkun hale geliyor. Ortada boyle bir enstruman olsaydi reel faizlerin gercekten ne oldugunu bilecek ve ona gore konusabilecektik.

Neyse yazi cok uzadi, dallandi budaklandi, ben de fikirlerimi bu yazida cok acik bir sekilde ifade edebildigimi dusunmuyorum zaten. Simdi geriye donup, yaziyi gozden gecirmeye de vaktim yok, o yuzden affiniza siginarak yaziyi burada bitiriyorum. Kusura bakmayin.

7 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

Benm bildğim kadarıyla, Reel Faiz, enflasyondan nominal faizi çıkararak bulunmaz. hatta bu yapılan en basit yanlışlıktır..

bunun formülü:


RF =
(1+ nom.Faiz / 1 + Enf. Oranı )- 1

olmalı.. Bu kadar basit bi hata yapılıyor olmaz ben yanlış mı biliyorumacaba??

Örnek Soru 1.1:
Ayşe bir yıl vadeli %75 faizli Hazine bonosu almıştır. Bir yılın sonunda, yıllık enflasyon %45
seviyesinde gerçekleşir. Reel faiz oranını hesaplayınız.

cevap : (1 + 0,75 / 1 + 0,45 ) - 1

sonuç = %20,69

size göre sonuç % 30

hangisi dogru acaba?
özkan

Adsız dedi ki...

Ozkan Bey, teknik olarak sizin hesaplamaniz daha dogru tabii ki, bizim kullandigimiz yontem yaklasik olarak bir yanit verir, ozellikle bahsedilen faiz oranlari ve farklar kucuk ise bizim kullandigimiz yontemle sizinki birbirine cok yakindir. Ayni hesaplamayi %14 faiz ve %6 enflasyon ile yapin, farkin cok olmadigini goreceksiniz.

Adsız dedi ki...

Benim bildğim kadarıyla Hazine enflasyona endeksli tahvil ihracına 2007 yılına başlayacak.Bu konu hakkında yazılmış bir yazıyı okumak için: http://www7.vatanim.com.tr/
root.vatan?exec=yazardetay&Newsid=
101286&Categoryid=4&wid=126

Adsız dedi ki...

"Belki de enflasyon %15 olacaktir, bunun boyle olmayacaginin garantisi var midir?"
yoktur elbet
de
parasını bonoya yatıranlar arasinda, enflasyonun %10'un üzerinde olacagini dusunen biri olabilir mi diye de bir düşünmek lazım.
cuneydyasin

Blog Sahibi dedi ki...

Enflasyonun %10'un uzerinde olma olasiligi oldugunu ben dusunuyorum. Nokta tahminim %6.5 ama enflasyonun %4-15 araliginda gerceklesecegini dusunuyorum (kafanizda bir asimetrik dagilim egrisi canlandirin). Bonoya benim gibi yatirim yapan bir cok yatirimci da bu gorusumu paylasiyordur, bonoya yatirim yapmayanlar ise enflasyonun benim beklentilerimden cok daha kotu gerceklesecegini dusunen kisilerdir diye tahmin ediyorum.

Adsız dedi ki...

Reel Faiz Örneği:
x-Bono Bileşik Faizi : %19
y-Beklenen Enflasyon :%7
r-reel faiz : ..?

r=(19-7)/1,07 = % 11,215 olur...

Tabi bonoda %10 stopaj olduğundan ele geçen bu olmaz....
19/1,10= %17,27 esas bono faizi bu baz alınmalı NET Kazanç yani, o zaman sonuç;

Ele geçen reel faiz =
r=(17,27-7)/1,07 = % 9,5981 olur...

Bende bizim muhteşem Deprembilimciler, SavaşYorumcular gibi olan(atıp tutan yani) Ekonomistlerimizin yalancısıyım, ilmem anlatabildimmi???
Gerçi atıp tutma işinde son zamanlarda Ekonomistlerimiz eline kimse su dökemez ama, bu nedenle Bu blog sitesini çok daha geliştirip atıp tutanların ipliğini pazara çıkarmak lazım ama amaç burda milletin doğruyu yanlışı süzdüğünü bilmeleri ve İSİM BAZINDA DEĞİL DAHA ÇOK YAZILAN YAZI BAZINDA GEREKİRSE ÇOK SERT ELEŞTRİLMELİ, ki yola gelsinler, halkı yanıltmasınlar.....
** Öyle değilmi Deniz Hocam?
Ergun / ADANA

R.MUTT dedi ki...

Faiz denilen şey nihayetinde “time value of money”dir ve bu da ekonomik sistemin bütününde ortalamada kazanılan return ile ilgilidir. 100-150 senelik bir time series alırsanız, kapitalist ekonomilerde real rate of return’ün %3-5 arasında oluştuğunu görürsünüz. Bunun üzerindeki reel faiz aşırı yüksek faiz anlamına gelir ve ekonomik olarak sürdürülebilir değildir. Faiz neye göre yüksek, neye göre düşüktür sorunuza cevap!

Ekonomisi son 5 senedir %6 ve üzeri faiz-dışı fazla veren, yurtdışında trade eden eurobond’ları %7 seviyelerinde olan, $ 60 milyar rezervi olan ve kamu borçlanmasında sorunu olmayan bir ekonominin kendi parasına %10 ve üzeri bir faiz getirisi vermesi ancak cahillikle ifade edilebilir. (Son 4 yıldaki %2.7 ortalama büyüme hızıyla gelişmekte olan ülkelerin yüzkarası olan Brezilya’yı örnek vermeyin lütfen. Verecekseniz de Brezilya’nın faizleri ne kadar hızlı bir şekilde geri düşürdüğünü de belirtiverin.)

Biliyorum son noktanız da sıkı para politikasının iç talebi dizginleyerek enflasyon üzerinde etkisi olduğu savıdır. Evet, doğrudur ancak Haziran ayında iç talebin arza göre ne ölçüde aşırı bir durumda olduğu tartışmalıdır. “O aylarda bile özellikle hizmet sektörü fiyatlarında görülen bir artış vardı” diyeceksiniz şimdi. Evet, ama o artış acaba senelerdir üretmeden, çok yüksek faiz kazanan kesime karşı, diğer sektörlerin de gelir dağılımından pay almak arzusunun doğal bir yansıması olamaz mı? Reel faizler %10’un üzerindeyken toprağın rantının (kira) düşmesini bekleyebilirmisiniz? Acaba Haziran’dan beri hizmet fiyatlarındaki baskı artmış mıdır, azalmış mıdır? Ayrıca, hatırlatırım TL faizler 2 tarafı keskin bir bıçak gibidir. Fazla artırdığınızda bu sefer başınıza görüldüğü üzere sterilizasyon ve/veya over-valuation belası çıkar.

MB haziranda açıkçası panikleyerek faizleri aşırı artırmıştır ve vur deyince öldürmüştür. Sonra da yanlış anlaşılır korkusuyla faizleri düşürme cesareti gösterememiştir.

Eğer bir merkez bankası günlük faizleri bileşik olarak %19.2 seviyesinde tutarsa, ve bu duruşunu 2007 sonuna kadar sergileyeceği konusunda görüş beyan ederse, uzun vadeli faizlerin bu duruştan etkilenmemesi diye bir şey olamaz. Zaten, bizatihi, MB’nin günlük faizleri bu kadar yüksekte tutması bile piyasalara zımni olarak “ben enflasyonun geleceği konusunda hiç iyimser değilim, onun için faizleri yüksek tutuyorum” sinyali verir. Bu da doğal olarak piyasadaki enflasyon ve dolayısıyla nominal faiz seviyesi beklentilerini yüksek tutar.

Diyeceksiniz ne var canım olsa olsa 3 puan fazladan vermiştir. Evet de, bunun orta vadeli tahvillere yansımasının 2 puan olduğunu ve bu etkinin kabaca 2 yıl süreceğini varsayarsak, bu hatanın bütçesel etkisi kabaca 8 milyar YTL olur. "N’olacak canım, nasıl olsa Türkiye’ye para yağıyor, 8 milyarın lafı mı olur” diyebilirsiniz tabii!

PS: Siz merak etmeyin, Serhan’lar değil 5, 10 leverage yaparak iyi para kazanmışlardır. Bence artık country limitleri doldu. Bir de çocuk nihayetinde aklı başında bir Türk olarak, bu saçmalığa isyan ediyor.