Yüzde Hesabı Nasıl Yapılır?

Ilkokul seviyesinde matematik bilen okuyucularimiza yonelik yüzde hesaplama konusunda ilk yazimizi yaziyoruz, belki baskalari da yüzde hesabı nasıl yapılır ogrenir ve bu dersten faydalanir diye de umuyoruz. Once bir denklemle baslayalim, C sayisi A ve B olmak uzere iki kisimdan olussun, soyle ki A+B=C olsun. (Ornek 5+15=20). Sorumuz basit: A sayisi C'nin yuzde kacidir, B sayisi C'nin yuzde kacidir?

Cevap: Yüzdeleri su sekilde hesapliyoruz:
A'nin yuzdesi= (100*A)/C = (100*5)/20 = %25

Ayni yontemi kullanarak B'nin C'nin %75'i oldugunu kendiniz hesaplayabilirsiniz.

Simdi baska bir ornek yapalim ve konuyu iyice pekistirelim. Diyelim ki Asgari ucret 683 YTL olsun. Bunun 280 YTL'si vergi, 403 YTL'si ise net ucret olsun. 10 puanlik uzman sorumuz su: Asgari ucretin yuzde kaci vergidir? (Ipucu: C=Asgari ucret, A=vergi)

Cevap: Cevabi vermeden once Ankara Serbest Muhasebeci Mali Musavirler Odasi Baskani Ali Metin Polat'in bu soruya cevabini okurlarimiza aktarilim. Hurriyet Gazetesinin haberine gore Ali Metin Polat "Asgari ucretin yuzde 70'i vergidir" demis.

Swap Nedir    Deflasyon Nedir    Bono Nedir?    Reeskont Nedir    Ekonomi Nedir    Enflasyon Nedir

Benim aklima ilk gelen sey su oldu. Ali Metin Polat oyle rastgele bir odanin baskani degil, MUHASEBECILERIN baskani, yani dort islem konusunda uzman kisilerin baskani. O yuzden boyle basit bir hata yapmasi mumkun degil. Bence olay su sekilde gerceklesmis olabilir. Ali Bey mesgul oldugu icin basin toplantisina sirketinde ise baslayan yeni cayciyi gondermis. O arkadas da egriyi dogrudan ayiramadigi icin boyle bir yanlis yapmis. Allahtan 680 YTL'lik asgari ucretin 340 lirasi vergiye gitmiyor, yoksa bu cayci (baska bir meslek de olabilir, ustunuze alinmayin lutfen, hatta cogu cayci bu hatayi yapmaz) asgari ucretin %100'u (yani tamami) vergiye gidiyor diye daha bariz bir hata yapar, ulkede ayaklanma neyin cikarirdi alimallah!!

Sorunun dogru cevabini verelim= (280*100)/683= %41

Umarim yüzde nasil hesaplanir hepimiz ogrenmis olduk, yine de pekistirmek icin ev odevi verelim. Turkiye'nin yuzde kaci insanlarin gozunun icine baka baka gercekleri carpitir? Mevkii sahibi olanlarla olmayanlar arasinda bu oran nasil farklilik gosterir?

Istediginiz sorudan cevap vermeye baslayabilirsiniz.

Not: Buna benzer öğretici yazılara anasayfamizdan ulasabilirsiniz.

9 Yorum Var.:

Adsız dedi ki...

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5687013.asp?yazarid=82

Adsız dedi ki...

Ben de dünkü (27.12.2006) Hürriyet'te bir gerçekleri çarpıtma örneği görmüştüm. Aaşağıdaki satırlar Yalçın Doğan'ın yazısından:

"TÜRKİYE İstatistik Kurumu (TÜİK) elindeki rakamları siyasete alet ediyor. Ekonomik verileri siyasetin hizmetine sunuyor.

TÜİK 2005 yılı gelir dağılımını açıklıyor. Halkı gelir guruplarına göre, beşe ayırıyor, en üst yüzde yirmi, en alt yüzde yirmi, diye sıralıyor. En fakir yüzde yirmi nüfus ile en zengin yüzde yirmi nüfus arasındaki gelir farkını 7.3 kat olarak ilan ediyor. Bu eskiye göre bir düzelme. Gelir dağılımında belli bir iyileşme.

Oysa, nüfus yüzde yirmilik dilimler yerine, yüzde beşlik dilimlere ayrıldığında, gerçek çok daha farklı.

En alttaki 3.4 milyon kişi, toplam gelirden sadece iki milyar YTL'lik pay alıyor. Buna karşılık, en zengin 3.7 milyon kişi, toplam gelirin 47 milyar YTL'sini elde ediyor.

En zengin ile en yoksul arasındaki gelir farkı, TÜİK'in açıkladığı gibi, 7.3 kat değil, tam 23.5 kat.

Uçurum derinleşiyor. Her türlü sosyal huzursuzluk ve şiddet bu uçurumdan besleniyor."

Benim bildiğim gelir dağılımı araştırmalarının sonuçları eskiden beri yüzde 20'lik gruplar bazında kamuoyuna açıklanır. Yani bu yıl rakamlar iyi görünsün diye bu şekilde açıklama yapılmış değil. Ayrıca yüzde 10'luk ve yüzde 5'lik dilimler bazındaki veriler de TÜİK'in haber bülteninde yer alıyor. Fakat esas bomba bunlar değil şu: Yalçın Doğan, yüzde 5'lik dilimler bazındaki en yüksek ile en düşük dilimler arasındaki farkı sadece 2005 yılı verilerine göre vermiş ve buna dayanarak uçurum derinleşiyor demiş. Böyle bir yorum yapmak için önceki yıllara ait verilere de bakmak gerekmez mi? O bakmamış ama biz bakıyoruz ve ne görüyoruz. Bu fark 1994 yılında 44.2, 2002 yılında 35.2, 2003 yılında 26.6, 2004 yılında 24.6 kat iken 2005 yılında 23.5 kata inmiş. Yani burada da geçmişe göre bir iyileşme var. Yani rakamları siyasete alet eden TÜİK değil bizzat Yalçın Doğan'ın kendisi. Bence bu yazdıklarımı ilk sayfaya taşıyın da herkes durumu görsün.

Adsız dedi ki...

Sanırım kesintinin yüzde 70 olduğu sonucu asgari ücretin net değeri üzerinden hesaplanarak söylenmiş.
Şükrü Kızılot'un yazısına da göz atarsanız sevinirim..

http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/5687013.asp?yazarid=82&gid=61

Promete dedi ki...

Allah türk milletine zihin açıklığı versin. Fi'l-hakika o yönde bir çabası olmayana verdiği de vaki olmamıştır.

Blog Sahibi dedi ki...

Oyle oldugunun farkindayim. Turkiye'de insanlar maaslarina vergi sonrasi bakiyorlar, alisveriste vergi dahil fiyatlar etiketlere yaziliyor. Vergi sanki bir hayaletmis, yokmus gibi davraniliyor.

Bir magaza dusunun, fiyatlari 19 YTL'den 10 YTL'ye indirmis olsun ve bunu da "Fiyatlarda %90 indirim" buyuk basligi halinde reklamlarinda duyursun. Ne dusunursunuz?

Adsız dedi ki...

Ali Bey sekreteriyle veya baska bir kisiyle sadece kendisini ilgilendirecek bir ugras icerisinde oldugu icin (...)

bu nedir Allahaskina??
uslup bir insani hakliyken itici kilabilir. umarim bunun farkina varirsiniz...

Adsız dedi ki...

yorumlarda kişilik haklarına saygılı olalım, bu blogu keyifle okurken bizleri soğutmayın oldu mu ?
tahsin akyol

Adsız dedi ki...

Eskiden utanarak söylüyordum ama artık suçun bende değil, eğitim sisteminde olduğunu anladım. Bakın, ben okulu gidip Özel Bilmem ne Koleji ya da Bilmem ne Okulu'nda filan okumadım, benim okuduğum yerde öğretmenler derste smit çay içip isteyen istediğini yapsın derdi, çocuk hali ne yapayım. Tembelliğe alıştığım için daha sonraları çok zorlandım, daha sonra başka bi okula gittim orada da "Tembel, sınıf düzenini bozar" diye kategorilendim, ama yemin ederim ki eğitim hayatım boyunca, ne bi derste ağzımı açmışlığım var ne de haytalık yapmışlığım, zaten okuduğum yerde bu tür davranışlarda bulunanlara öyle "oğlum yapma" diye bi cevap gelmiyordu direk dikenli sopayla Allah ne verdiyse sistemiydi. Ama ben bu davranışlara bile çok az rasladım. Tam öğrenme çağımda bana tembelliği öğreten, Türk Eğitim Sistemine boş bir adam olduğum için ve hayatım boyunca da bu bi leke gibi üzerimde kalacağı için teşekkür ederim. Diyarbakırlı değilim ama zaten herkes bir kere insanı daha tanımadan sınıflamışsa ne diyebilirim ki, bugüne kadar ne öğrendiysem hep kendim öğrendim, şu an hüzünlüyüm çünkü 16 yaşında ilk okul 2. sınıfların bile ezbere bildiği şeyi yeni öğreniyorum, tamam suç bende haytalık yerine başkalarına güvenmek yerine kendim yapmalıydım ama yine de bir umudum varken gittiğim o Tuzlada ki okulda iyice şevkim kırıldı, ee tabi ben baş okşayan hocalar yerine öğretmenler gününde hediye almayanların notlarıyla oynayan ve çöp toplamadan diğer cezalara kadar giden ses çıkarınca, daha anlamını bile bilmediğimiz (o zamanlar bilmiyorduk) anarşist, düzenbozan, serseri sıfatları üstümüze bindiren hocalar tarafından yetiştirildik. Kim suçlu biz mi, onlar mı? Asıl yorumuma gelecek olursak, bu verdiğiniz güzel bilgiden ötürü çok teşekkür ederim. Artık "%" hesaplarını rahat yapabiliyorum. Daha öğreneceğim çok şey var, her zaman dediğim gibi, "acaba daha ne görecek bu gözler =)" iyi günler dilerim, [yorum biraz şiddetli olmuş olabilir, özürlerimi; saygı ve sevgilerimi sunarak affınıza sığnırım. iyi günler.]

Tolga dedi ki...

yazı: 27.Ara.2006-
bugün: 15.Tem.2011-

Tesadüf eseri bu yazıyı okudum ve şu tepkiyi verdim aynen:

Hiiiiiiii... Ali Metin Polat "Asgari ucretin yuzde 70'i vergidir" dememiş ki! "asgari ücretli, aldığı ücretin net tutarının yüzde 70'ini vergi ve sigorta primi olarak devlete ödemektedir." demiş....

Yazıyı yazmışsınız iyi güzel yazı yazabiliyorsunuz tebrikler!!! Ama okuyabiliyor musunuz acaba??